444 1 633

Yurt dışı aramalar:
+90 212 368 16 00

Lomber Disk Hernisi (Bel Fıtığı)


26 Ağustos 2020

Genel Tanıtım


Lomber Disk Hernisi (Bel Fıtığı)
Lomber Disk Hernisi toplumda sıkça görülen ve iş gücü kaybına neden olan, daha çok uzun yol şoförleri, ağır iş yapanlar, fazla kilolu olanlar, düşme ve araba kazaları geçirenlerde görülür. En çok 35-50 yaş aralığında olup, erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha fazladır. Disk beldeki vertebralar arasında bulunan yumuşak bir dokudur. Yastık görevini üstlenir. Vertebraların her yöne hareketini sağlar, çoğunluğu sıvı olan bu yapı zamanla sıvı özelliğini kaybedip yumuşak doku ve daha sonra sertleşerek kalsifiye olabilir (kemikleşme). Fıtıklaşma yastığa binen yükün bir bölgede aşırı artması sonucu oradan yırtılması ve arkasında bulunan omuriliğe ve sinir köküne baskı yapmasıdır. En çok belde Lomber 4-5, 5-S1 ve daha az oranda Lomber 3-4 seviyesinde görülür. Fıtığın sinir kökünü sıkıştırması sonucu belde ve kalçada ağrı başlar. Adale ağrısı sonucu omurgada skolyoz oluşur. Bacağa yayılan ağrı öksürmek, ıkınmak ve hapşırmakla artar. Hareket halinde artabilir. Bazen yatarken de ağrı oluşabilir. Skolyoz olmasının nedeni vücut refleksidir. Ağrıyı azaltmak amacıyla insan karşı tarafa doğru eğilir. Sıkışan sinir kökünün dağıldığı bölgede uyuşukluk ve duyusal değişiklikler oluşur. Sağ ve sol ayakta veya parmakta güç kaybı ve daha sonra bacak adalelerinde incelmeler olabilir. Bu ağrılar bazen dizin üzerinden kasığa kadar yayılabilir. Ayrıca kalçadan başlayıp diz arkasına yayılır veya ayak topuğuna kadar uzanabilir. Bütün bu ağrı çeşitleri diskin bası yaptığı sinir kökü seviyesi ile ilgilidir. Fizik tedavi ve cerrahi yöntemler devreye girer. Bu kararları almada hastanın klinik bulguları, nörolojik bulgular ve çekilen bel MR’ı birlikte değerlendirilir. Ayak ve parmaklarda uyuşmalar, yürümede zorlanma, ağrılı yürümeler, topallamalar, büyük abdest ve idrar kaçırmaları olabilir. Erkeklerde ereksiyonda problemler yaşanabilir. Teşhiste en önemli tetkik bel MR’ı çekilmesidir. Cerrahi sonrası egzersizler ile hasta kısa sürede normal yaşamına döner. Hastada kilo problemi varsa mutlaka diyetisyen kontrolünde kilo vermesi ve yürümesi tavsiye edilir.

Lomber Spinal Stenoz (Bel Kanal Darlığı)

Bel bölgesinde beş tane vertebra var. Bu vertebraların içinden omurilik geçer. Bu kanalın daralması sonucu kanal darlığı oluşur. Vertebra yapısındaki kemiklerin aşırı büyümesi, omuriliği çevreleyen ve koruyan yumuşak dokuların normalden fazla büyümesi, vertebraların arasındaki disklerin sıvılarını kaybetmesi sonucu fıtıklaşarak kanala doğru ilerleyip kanalı kapatması ile kanal darlığı meydana gelir. Doğuştan olan ve sonradan oluşan olmak üzere iki şekilde meydana gelir. Kanal darlığı sonucu omurilikten çıkan sinirler ve omurilik sıkışır. Sinirlerin içine yeterince kan ve oksijen gidemez. Dolayısıyla sinirlerin gittiği adalelere de sinirlerden yeterli ileti gidemediği için adaleler fonksiyonlarını tam yapamaz. Sinirlere bası sonucunda ağrı, uyuşukluklar, kuvvet kayıpları meydana gelir. Ağrılar belden başlar, kalçadan bacaklara ulaşır. Ayak parmaklarında uyuşukluklar meydana gelir. Hastalar kısa mesafeli yürüyüşten sonra dinlenme ihtiyacı hissederler. İdrar ve büyük abdest kaçırması olabilir. Teşhis için bel MR’ı ön plandadır. Ağrı kesiciler ve fizik tedavi geçici bir rahatlama sağlar. Esas tedavi cerrahi yaklaşımdır. Amaç omurilik kanalının genişletilmesi ve omurilikten çıkan sinirlerin basılardan kurtarılmasıdır.

Servikal Disk Hernisi (Boyun Fıtığı)

Boyunda yedi adet vertebra arasında vertebraların hareke etmesini sağlayan yastıklar vardır. Bunlara disk denir. Bu yastıklar üzerinde oluşan orantısız güç nedeniyle yastık yırtılır ve omuriliğe, omurilikten çıkan sinirlere baskı oluşur. Böylece boyun fıtığı meydana gelmiş olur. Boyun ağrısı, boyun hareketlerinde sınırlılık, kola vuran ağrılar, enseden başlayan ciddi baş ağrısı bazen migreni taklit eder. Ellerde uyuşma, kürek kemiğine vuran ağrılar, bazen sol meme üzerine kalp ağrısı gibi batma ve iğnelenme tarzında ağrılar oluşur. Kollar çok çabuk yorulur. Elde güç kaybı oluşabilir. Bazı hastalarda baş dönmesi ve denge kusuru görülmektedir. Uzun üreli bilgisayar kullananlarda bu bulgular sıkçagörülebilir. Boyun travmalarında ağır spor yapanlarda da bu semptomlarla karşılaşılır. Teşhis için servikal MR çekilmelidir.

Servikal Spinal Stenoz (Boyunda Kanal Darlığı)

Boyunda yedi adet vertebra vardır. Bu vertebraların içinden omurilik geçer. Boyun vertebraları arasında ayrıca yastıkçıklar yer alır. Bunlara disk diyoruz. Kireçlenme, travma, ağır egzersizler sonrası omuriliğin geçtiği kemik kanal daralır. Vertebra kemiklerindeki büyümeler, disklerdeki fıtıklaşmalar, omuriliği koruyan yumuşak dokularda normalin üstü büyüme ve kalınlaşmalar sonucu kanal darlığı oluşur. Omuriliğin kan ile beslenmesi daralmaya bağlı bozulur. Omuriliğin içinde myelomalazi denen omurilik harabiyetine ve beslenme bozukluğuna yol açan ciddi bir klinik tablo meydana gelir. Hastalarda denge kusuru, ellerde uyuşma, kollarda çabuk yorulma, el becerilerinde azalma, yürümede zorluk, kolda ve sırtta ciddi ağrılar oluşabilir. Ayrıca bacaklarda da kuvvetsizlikler ve uyuşukluklar görülebilir. Konservatif tedavinin faydası yoktur. Cerrahi yaklaşım ön plandadır. Teşhis için servikal MR çekilir. Ayrıca EMG sinir iletim testiyle hangi sinirlerin etkilenmiş olduğu gözlenir. Cerrahi tedavide boynun arkasından girilerek omurilikteki kanal darlığı rahatlatılır. Eğer fıtık basısı varsa aynı seansta veya başka bir seansta fıtık opere edilmelidir. Cerrahi tedaviye geç kalınmamalıdır. Çünkü omurilikteki harabiyet kalıcı hale dönüşebilir. Hasta yürüyemez, kol ve bacak felçleri oluşabilir. Büyük abdest ve idrar kaçırmaları görülür.

Hidrosefalus

Beynin ventrikül denilen boşluklarında beyin sıvısının aşırı birikmesi sonucu meydana gelir. Baş ağrısı, kusma, bulanık görme, bilinç kaybı, yürüme güçlüğü oluşabilir. Baş çevresi büyüyebilir. Bazen kafa doğuştan ileri derecede büyüktür. Beyin tümörü sonrası, beyin kanaması sonrası, aquadukt stenozunda ve kafa travması sonrasında hidrosefali oluşabilir. İleri yaşlarda da hidrosefali gelişebilir. Beyin sıvısının yapılış ve emilmesinde bir denge vardır. Bu denge bozulduğunda sıvı artmaya başlar. Ya sıvının yapılması artmıştır ya da emilim mekanizması bozulmuştur. 60 yaşından sonra da normal basınçlı hidrosefali ortaya çıkabilir. Hastalarda yürüme kusuru, unutkanlık ve idrar kaçırma vardır.
Tedavide değişik cerrahi yaklaşımlar seçilebilir:
1. Üçüncü vetrikülostomi
2. Koroid pleksus koterizasyonu
3. Ventikülo-peritoneal şant takılması
Yapılan istatistiklerde en faydalı yöntemin şant takılması olduğu görülmektedir.

Karpal Tünel Sendromu (El Bileği Sinir Sıkışıklığı)

El bileğindeki sinirlerin sıkışma sonucu ortaya çıkan sendromdur. Birinci, ikkinci, üçüncü parmak ve dördüncü parmağın yarısına motor ve duyu ileten bir sinirdir. El bileğinde siniri koruyan bir yumuşak doku vardır. Bu doku travma, diabet, romatoit artirit ve bilgisayar kullanan insanlarda anormal şekilde kalınlaşır, kireçleşir ve sinire baskı yapar. Bunun sonucu el parmaklarında uyuşmalar, güç kayıpları ve adale erimeleri meydana gelir. Geceleri yanar tarzda ağrıları olur, hastalar uyuyamazlar. Teşhiste EMG tek tetkik yöntemidir.

Kubital Tünel Sendromu (Dirsek Sinir Sıkışıklığı)

Bilgisayar kullanan insanlarda dirseklerin masaya dayanması sonucu dirsekten geçen sinir sıkışır. Dirsekten başlayan ağrılar dördüncü ve beşinci parmağa kadar uzanır. Dördüncü ve beşinci parmakta uyuşma ve güç kaybı oluşur. Ayrıca hipotenar ve interrossea adalelerinde erime oluşur. Teşhis EMG ile konur.

Peroneal Sinir Tuzak Nöropatisi

Peroneal sinir ayak bileğini ve başparmağını yukarıya doğru hareket ettiren sinirdir. Bu sinir diz arkasında dış taraftan kemik altından adale içine girer. Uzun süre oturma, uzun süre bacak bacak üstüne atma, uzun süren kalça ameliyatları ve travma sonrası ayak parmaklarında güç kaybı ve uyuşma meydana gelir. Düşük ayağa doğru gider. Bir hafta içinde opere edilmez ise düşük ayak kalıcı olabilir. Diz arkasının dış tarafında cilt ve fasia insizyonla açılarak sinir bulunur. Sinirin yassılaştığı gözlenir. Burada esas sorun fasianın kalınlaşmasıdır. Erken cerrahi yaklaşımlarda başarı yüksektir.

Beyin Tümörü

Beyin tümörlerinde en önemli semptom baş ağrısıdır. Ayrıca epilepsi de görülebilir. Tümörün bulunduğu yere göre oluşan semptomlar ortaya çıkabilir. Psikolojik sorunlar, denge kusurları, konuşma kusuru, okuyamama, okuduğunu anlayamama, dikkat bozukluğu, görme kusuru, kol ve bacak felçleri, vücudun değişik yerlerinde uyuşukluklar, işitmede ve koku almada problemler yaşanabilir. Tümör beyin dokusunun bizzat kendisinden, sinirlerinden, beyni çevreleyen zarlardan, kafatasını çevreleyen kemik dokusundan kaynaklanıyor olabilir. Bunlar beynin primer tümörleridir. Ayrıca vücudun başka yerlerinden gelen (akciğer, meme, prostat, tiroid) metastatik beyin tümörleri vardır. Bunlarda beynin sekonder tümörleridir. Beyinde iyi huylu tümörler olduğu gibi (menengioma, swannoma, dermoid ve epidermoid) kötü huylu beyin tümörleri (glial tümörler, anaplastic ve glioblastoma multiforme) de vardır. Teşhiste MR ön plandadır. Tedavide hastanın yaşı, tümörün bulunduğu lokalizasyon ve radyolojik görüntüye göre karar verilir. Tedavide amaç tümörün tam çıkarılması, hastaya nörolojik açıdan zarar verilmemesi ve hastanın ameliyat sonrası kaliteli bir yaşam geçirmesidir. Bazen yaklaşılamayan bölgeler olabilir. Buradan noktasal biopsiler alınarak teşhis konabilir (stereotaksik biopsi). Birinci öncelik cerrahi tedavidir. İkinci seçenek radyoterapidir. Radyoterapide kitleler üç santimden küçükse sadece lokalize ışın ile tümör yok edilebilir (gamma knife). Kemoterapinin beyin tümörlerinde tedavisi sınırlıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

İlgili Birimler


Sizi Arayalım

Ad Soyad

E-mail

Telefon

Konu

Mesaj

Randevu Oluştur

Merkezlerimizden kolayca randevu oluşturabilirsiniz.

YOUTUBE


Kadınlarda görülen en sık kanser; meme kanseri | Prof. Dr. Mehtap Tunacı

Meme kanseri kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi; meme kanallarından kaynaklanan duktal kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan lobüler kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de vardır. Risk Faktörleri Meme kanseri gelişiminde bilinen en önemli risk faktörleri şunlardır; Obez veya aşırı kilolu olmak Yeterli fiziksel aktivite yapmamak Alkol kullanımı İlk doğum yaşı 30’dan sonra olanlar veya hiç doğum yapmamış olanlar İlk adet yaşı: İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır. Menopoz yaşı: Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta (+55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır. Kadın cinsiyet, ileri yaş BRCA-1, BRCA-2 mutasyonları gibi bir takım genetik değişiklikler Meme kanseri öyküsünün bulunması Göğüse radyoterapi almış olmak Bazı iyi huylu meme hastalıkları (fibroadenom, papillomatosis, gibi) Ailede meme kanseri öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.

HABERLER

Tümünü Gör

SOSYAL MEDYA