444 1 633

Yurt dışı aramalar:
+90 212 368 16 00

Nöroloji nedir, nörolojik hastalıklar nelerdir?


17 Ocak 2022

Genel Tanıtım


Nöroloji, sinir sistemi hastalıklarını inceleyen bilim dalı olup, beyin, beyin sapı, omurilik, periferik sinir ve kas hastalıklarının tanı ve medikal tedavilerinin planlanmasını kapsar. Burada sinir sistemi tanımıyla, canlının vücuduna dışarıdan gelen bilgi ve uyarıları alıp, kaydeden hücresel bağlantılar ve geniş bir ağ sayesinde bu verileri iletebilen, dahil olduğu sistemdeki tüm organları yönetebilen bir bütün kastedilmektedir. Geçmişte ruhsal hastalıkların tanı ve tedavileri de bu başlıkta inceleniyorken, 20. yüzyıl ile birlikte nöroloji ve psikiyatri birbirinden ayrı fakat yakın ilişki içinde olan iki bilim dalı olarak faaliyet gösterir olmuştur. Zamanla nöroloji kendi içinde de özelleşerek alt disiplinler oluşmuştur. Gelişen teknolojiyle birlikte görüntüleme yöntemlerinde sağlanan yenilikler (Manyetik rezonans görüntüleme (MRI), Bilgisayarlı tomografi (BT) ,PET CT vb.) pek çok nörolojik hastalığın daha kolay ve erken tanınır olmasına katkı sağlamıştır.

Nörolojik hastalıklar sinir sisteminde etkilediği yere bağlı olarak oldukça çeşitlilik gösterir:

• Beyin damar hastalıkları
• Baş ağrıları (Migren, gerilim tipi baş ağrısı, nevraljiler vb.)
• Epilepsiler
• Demanslar (Alzheimer hastalığı vb.)
• Hareket bozuklukları (Parkinson hastalığı vb.)
• Uyku bozuklukları
• Kas hastalıkları (Myastenia gravis vb.)
• Çevresel (periferik) sinir hastalıkları (Nöropatiler,karpal tünel sendromu vb.)
• Sinir kılıfını etkileyen demyelinizan hastalıklar (Multipl skleroz vb.)
• Tümöral, enfeksiyöz, genetik hastalıklar gibi...

Hangi şikayetlerimiz olduğunda nöroloji uzmanına başvurmalıyız?

Nörolojik hastalıklar, beyin ve sinir sisteminde etkilenen bölgeye göre oldukça çeşitli ve birbirinden farklı yakınmalar oluşturabilirler. Başağrısı, başdönmesi, bayılma, hafızaya ilişkin sorunlar, ani gelişen veya ilerleyici seyir gösteren unutkanlıklar, el ve ayaklarda uyuşma, kas gücü ve denge kayıpları, yürüme bozuklukları, çift görme veya görme kayıpları, felçler, istemsiz kasılma, titreme ve hareket bozuklukları, yaygın veya bölgesel ağrılar, konuşma ve uyku bozuklukları gibi yakınmaları olanların bir nöroloji uzmanına başvurması önerilir.

Tanı yöntemleri nelerdir?

Tanıya ilişkin değerlendirme, hasta ve hasta yakını ile hekimin görüşmesi sırasında sağlanan anamnez bilgileri (yakınmaların ortaya çıkış özellikleri ve gelişim seyrine ilişkin bilgi edinilmesi) ve nörolojik muayene ile başlar. Hekimin gereksinim duyduğu laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri ile ön tanıları destekleyici bilgi sağlanır. Genel değerlendirmelerin yanısıra beyin görüntüleme MR (Manyetik Rezonans) veya BT (Bilgisayarlı Tomografi) istenebilir. Dolaşım sistemiyle ilgili yakınmaları olan hastalarda, Anjiografik tetkikler ya da doppler ultrasonografi ile beynin besleyici damar sistemine ilişkin bilgi sağlanır. EEG (Elektroansefalografi) ile beynin elektriksel dalga aktivitesi, EMG (Elektromyografi) ile kas ve sinir iletim ve fonksiyonlarına ilişkin bilgiler hastanın tanısına yaklaşımda kullanılır. Ayrıca uyku bozukluklarının tanısında Polisomnografi (gece uykusu boyunca beyin, kalp, solunum ve kas aktivitelerinin kaydı), unutkanlık yakınması olan hastalarda nöropsikolojik testlerden yararlanılabilmektedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

İlgili Birimler


Sizi Arayalım

Ad Soyad

E-mail

Telefon

Konu

Mesaj

Randevu Oluştur

Merkezlerimizden kolayca randevu oluşturabilirsiniz.

YOUTUBE


Kadınlarda görülen en sık kanser; meme kanseri | Prof. Dr. Mehtap Tunacı

Meme kanseri kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi; meme kanallarından kaynaklanan duktal kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan lobüler kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de vardır. Risk Faktörleri Meme kanseri gelişiminde bilinen en önemli risk faktörleri şunlardır; Obez veya aşırı kilolu olmak Yeterli fiziksel aktivite yapmamak Alkol kullanımı İlk doğum yaşı 30’dan sonra olanlar veya hiç doğum yapmamış olanlar İlk adet yaşı: İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır. Menopoz yaşı: Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta (+55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır. Kadın cinsiyet, ileri yaş BRCA-1, BRCA-2 mutasyonları gibi bir takım genetik değişiklikler Meme kanseri öyküsünün bulunması Göğüse radyoterapi almış olmak Bazı iyi huylu meme hastalıkları (fibroadenom, papillomatosis, gibi) Ailede meme kanseri öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.

HABERLER

Tümünü Gör

SOSYAL MEDYA