444 1 633

Yurt dışı aramalar:
+90 212 368 16 00

Ramazan için beslenme önerileri


22 Mart 2023

Genel Tanıtım


Ramazan ayında oruç tutmaya başlayınca vücudumuzda değişiklikler olmaya başlar, uyku saatinden yemek ve tuvalet düzenine kadar. Özellikle vücudun sıvı ihtiyacının karşılanmasını sağlamak vücudunuza en büyük yükümlülüktür, şöyle ki vücut açlığa çok uzun süreler dayanabilir ancak susuzluk bir kaç gün içinde tüm işleyişin bozulmasına yol açabilir.( kabızlık, hipertansiyon, mide barsak hastalıkları, göz kuruluğu, böbrek fonksiyonlarında bozulma vb.) İlk olarak her gün sahura kalkmalı , sahurda ilk önce su içerek yemeye başlanmalı, genellikle kahvaltı türü, peynir, yumurta, birkaç dilim tam buğday ekmeği, bal yada reçel, biraz kuru meyve ve kuru yemiş, yanında açık çay, ıhlamur. Eğer süt seviyorsanız 1 bardak süt, yulaf ezmesi, kuru ya da taze meyve ile hazırlanabilir yada tost yiyecekseniz yanında 1 bardak ayran içilebilir. Kahvaltı yerine yemek isteyenler bir çeşit sebzeli yada etli bir yemek ve yanında bulgur pilavı ya da esmer ekmek tercih edebilirler, içecek olarak yemeğin türüne göre ayran, hoşaf komposto ya da kefir seçilebilir. Sahurda kapanış da mutlaka 2-3 bardak daha su içilmeli ve yaklaşık 40-45 bekleyip sonra uykuya geçilmeli ki reflü şikayeti olmasın. Sahurda ve iftarda hazırlanan yemeklerin az tuzlu olması tansiyon dengesinin korunması için çok önemlidir. Gelelim iftar sofrasına, ilk dikkat etmeniz gereken nokta yavaş yavaş su içerek midenizi tekrar yoğun bir çalışmaya hazırlamak olmalı. Birkaç zeytin yada birkaç hurma ve sonrasında ılık bir çorba iyi olur.( bu arada küçük kaşık kullanmak yavaş yemenizi sağlayabilir) Her gün bir çeşit ana yemek tercih edebilirsiniz etli yada etsiz bir sebze yemeği, kuru baklagillerden sıcak yada zeytinyağlı ( nohut, mercimek, barbunya, kuru fasulye), yada et, tavuk gibi protein açısından zengin bir yemek olabilir. Önemli olan farklı çeşitlerde yemekler tüketerek vücudun dengesinin korunmasıdır. Tüm gün sindirim sistemi boş kaldığı için yemek çeşitleri arasında posa yönünden  zengin olan sebzeler baklagiller asla ihmal edilmemelidir. Salata sofranın vazgeçilmezidir, barsak faatliyetlerinin düzenli devam etmesi için önemlidir ve vitamin açısından zengindir, az yağlı olursa da çok iyi olur. Bazı günler bulgur, pirinç pilavı, bazı günler de fırında pişirilmiş birer dilim börek de sofraya çeşitlilik katacaktır. Yemeğinizin türüne göre bazen ayran, cacık bazen de az şekerli komposto ya da hoşaf tercih edilebilir. Bu arada çorbadan sonra yemeğe iftariyeliklerle devam edilecekse, miktarları fazla abartılmamalı ve sonrasında ise sebzeli bir yemekle kapanış yapılmalıdır. Sofralarda sizi zorlayacak olan pide durumuna gelelim, pideyi özellikle sıcak yemeyin, dinlenmemiş olursa hem daha fazla yenir, hem de hazmedilmesi güçleşir. İftar sırasında ve sonrasında da yavaş yavaş su içmeye devam etmeyi unutmayın. İftar sonrasında hafif hareket etmek herkese iyi gelir.Belki hafif tempoda yarım saat kadar yürüyüş yapılabilir. İftardan yaklaşık 2 saat sonra küçük bir ara öğüne sıra geldi, bazı gün meyve, bazı gün sütlü bir tatlı, bazı gün serin bir limonata, meyve tatlıları yada evde yapılmış meyve şuruplarından biri olabilir, nadiren hamur işi tatlılara yer vermek de ruhunuza iyi gelebilir. Sindirimi kolaylaştırmak için iftar sonrasında, aşırı çay tüketimi yerine,  evde demleyeceğiniz rezene, anason, papatya, tarçın, zencefil çaylarından biri içilebilir. Son bir not; bu önerilerin herhangi bir sağlık sorunu (şeker metabolizma bozukluğu, tansiyon dengesizliği vb.) olmadığı durumlara yönelik oluşturulduğunu, sağlık sorunu olması durumunda, tıbbi bir görüş alınarak gerektiği durumda beslenme programının bu doğrultuda hazırlanması gerektiğini de vurgulamak istiyorum.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

İlgili Birimler


Sizi Arayalım

Ad Soyad

E-mail

Telefon

Konu

Mesaj

Randevu Oluştur

Merkezlerimizden kolayca randevu oluşturabilirsiniz.

YOUTUBE


Kadınlarda görülen en sık kanser; meme kanseri | Prof. Dr. Mehtap Tunacı

Meme kanseri kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi; meme kanallarından kaynaklanan duktal kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan lobüler kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de vardır. Risk Faktörleri Meme kanseri gelişiminde bilinen en önemli risk faktörleri şunlardır; Obez veya aşırı kilolu olmak Yeterli fiziksel aktivite yapmamak Alkol kullanımı İlk doğum yaşı 30’dan sonra olanlar veya hiç doğum yapmamış olanlar İlk adet yaşı: İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır. Menopoz yaşı: Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta (+55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır. Kadın cinsiyet, ileri yaş BRCA-1, BRCA-2 mutasyonları gibi bir takım genetik değişiklikler Meme kanseri öyküsünün bulunması Göğüse radyoterapi almış olmak Bazı iyi huylu meme hastalıkları (fibroadenom, papillomatosis, gibi) Ailede meme kanseri öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.

HABERLER

Tümünü Gör

SOSYAL MEDYA