444 1 633

Yurt dışı aramalar:
+90 212 368 16 00

Varikosel ve Kısırlık


31 Aralık 2020

Genel Tanıtım


Varikoselde, testisin kanını kalbe geri götüren damarlarının genişlemesi sonucu, kirli kan yumurtalıkların etrafında göllenir. Erkeğin torbalarındaki ısı vücudun ısısından 3 derece daha düşüktür. Yumurtalıklar etrafında kan göllenmesi sonucu artan ısı, sperm üretimini olumsuz etkileyerek üreme fonksiyonunu bozabilir. Sperm üretiminin belli bir seviyede duraklamasına veya sperm hareketliliğinin ve yapısının bozulmasına yol açabilir. Sonuçta erkekte kısırlık oluşur.

Varikosel hastalığı, erkek kısırlığının en kolay ve en iyi tedavi edilebilen nedenidir . Diğer nedenlerle oluşan testisteki bozukluklar genellikle geri dönüşümsüzdür. Ancak, varikosel nedeniyle meydana gelen bozukluk bunun dışındadır ve tedaviye olumlu yanıt verir. Hastaların çoğu belirgin fayda görür ve çocuk sahibi olma oranı artar. Kısırlığın başka bir nedeni tespit edilemediğinde veya varikoselin ağrıya neden olduğu durumlarda da cerrahi girişim önerilir. Azalmış olan testis hacmi operasyon sonrasında artar ve sperm kalitesinde düzelme görülür. Varikosel tamirinden sonra, 3 aylık aralıklarla ve bir yıl boyunca sperm sayımı yapılmalıdır.

Toplumda erkeklerin yüzde 15'inde varikosel görülür. Kısırlık sorunu erkeklerin ise yüzde 40'ında varikosel vardır. Sekonder infertilite denilen yani sonradan ortaya çıkan kısırlık durumunda ise, erkeklerin yüzde 80'inde varikosel görülür. Bu hastalar, ilk çocuklarının ardından ikinci bir çocuk sahibi olamazlar.

Varikosel durumunda kısırlık sorunu yaşayan çiftlere tedavi yaklaşımı üç sekilde olur :

1. Varikoselin ameliyatla tamiri. Normal yolla çocuk sahibi olabilmek için en faydalı tedavidir. Mikrocerrahi yöntem ile yapılmasının daha üstün olduğu görülmüştür.
2. İntrauterin inseminasyon (aşılama),
3. Yardımcı üreme teknikleri, yani "Tüp Bebek" tedavisi.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

İlgili Birimler


Sizi Arayalım

Ad Soyad

E-mail

Telefon

Konu

Mesaj

Randevu Oluştur

Merkezlerimizden kolayca randevu oluşturabilirsiniz.

YOUTUBE


Kadınlarda görülen en sık kanser; meme kanseri | Prof. Dr. Mehtap Tunacı

Meme kanseri kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi; meme kanallarından kaynaklanan duktal kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan lobüler kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de vardır. Risk Faktörleri Meme kanseri gelişiminde bilinen en önemli risk faktörleri şunlardır; Obez veya aşırı kilolu olmak Yeterli fiziksel aktivite yapmamak Alkol kullanımı İlk doğum yaşı 30’dan sonra olanlar veya hiç doğum yapmamış olanlar İlk adet yaşı: İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır. Menopoz yaşı: Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta (+55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır. Kadın cinsiyet, ileri yaş BRCA-1, BRCA-2 mutasyonları gibi bir takım genetik değişiklikler Meme kanseri öyküsünün bulunması Göğüse radyoterapi almış olmak Bazı iyi huylu meme hastalıkları (fibroadenom, papillomatosis, gibi) Ailede meme kanseri öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.

HABERLER

Tümünü Gör

SOSYAL MEDYA