444 1 633

Yurt dışı aramalar:
+90 212 368 16 00

Konka Radyofrekans Nasıl Yapılır?


18 Mart 2022

Genel Tanıtım


Konka Nedir?

Burun eti olarak da bilinen konka, enfeksiyon ya da genetik yapı, alerji, sigara gibi nedenler sonucunda büyüyebilir. Burun eti büyümesi şeklinde bilinen bu oluşum konka olarak isimlendirilir.

Burun içinde havanın ısıtılmasını, akışını ve nemlendirilmesini sağlayan organcıklardır. Her burun pasajında orta, alt ve üst konka olmak üzere üçer adet bulunur. Bu gibi durumlarda işlevini yitirdiği hissedilirse Konka tedavisi yapılması gerekir. Konka cerrahisinde konka radyofrekans kullanılması gerekir.

Konka Belirtileri Nelerdir?

Burun tıkanıklığı nedeni ile ağız açık uyuma sorunu, en sık görülen şikayetlerdir. Geniz akıntısı, sık sinüzit geçirme ya da yüzde dolgunluk gibi semptomlar da olabilir. Bilinenin aksine burun eti sorunu nezle ve grip sıklığını artırmaz ama bu enfeksiyonlar, daha sonrasında sinüzit riskini önemli ölçüde artırır. Sinüzitin tedaviye daha dirençli olması da burun eti büyümesine bağlı olarak gelişebilir.

Konka Nasıl Tedavi Edilir?

Konka tedavisi için öncelikle muayene yapılır ve medikal tedavi uygulanır. Aynı zamanda bu hastalığın tedavisinde konka radyofrekans ve lazer kullanılır. Eğer konka için cerrahi uygulama yapılması gündeme gelebiliyorsa "cerrahi yöntemle tedavi edilebileceği gibi, lazer ile yakılma yapılarak ameliyatsız bir tedavi uygulanması da mümkündür. Bu işlem için belirlenen bir süre yoktur ve yılın her zamanı yapılabilir.

KONKA RADYOFREKANS

Konka radyofrekans işlemi, halk arasında burun etlerinin radyofrekans yöntemiyle ameliyatsız küçültülmesi olarak da bilinir.

KİMLERE UYGULANIR ?

Alt burun eti büyümelerine (konka hipertrofisi)bağlı olarak oluşan ve de genellikle geceleri yatış pozisyonunda daha da artan burun tıkanmalarının tedavisinde burun etlerinin radyofrekans ile küçültülmesi gereklidir. Bu tür şikayetleri olan hastalar uykuda yeteri kadar oksijenlenemedikleri için sabah yorgun ve baş ağrısı ile uyanırlar.

KONKA RADYOFREKANS İŞLEMİNİN TERCİH SEBEBİ

Burun etini küçültmek için kullanılan dekonjestan ilaçlar kalp hastalarında, glokomlularda, idrar çıkarma zorluğu olan hastalarda kullanılmaz.Uzun süreli kullanılımlarında tansiyonu yükseltebilirler. Efedrinli spreyler ise 3 günden fazla uygulanmamalıdır. Burun mukozasında geriye dönüşümü olmayan hasarlar oluşturabilir. Antihistaminikler ise sedasyon yaratıp uykuya meyili arttırırlar. Eskiden burun etleri tamamen çıkarılırdı.Ancak bu yöntem sonucunda burun fonksiyonları bozulur. Nemi sağlayan etlerin yokluğunda kabuklanma, kuruma, enfeksiyon oluşumu, yanma hissi oluşur.

KONKA RADYOFREKANS NASIL YAPILIR VE İYİLEŞME SÜRECİ NASIL OLUR ?

Burun eti mukozası altında çok zengin damar içerikli yumuşak doku vardır. Radyofrekans uygulanmasıyla dokularda oluşan ısı büzülme, sertleşme ve sonuçta iyileşmeye yol açar. Yaklaşık 6 hafta içinde sert iyileşmiş doku hem küçülme yaratır hem de dış uyaranlara bağlı yada vücut pozisyonu ile oluşan genişlemeleri önler.2 aylık sürede yeterli sonuç alınamayan nadir vakalarda radyofrekans 2.kez uygulanabilir.Başarı oranı yaklaşık %80'dir.Erken dönemde alt konkalarda şişlik,mukoza yüzeyinde yara iyileşmesine bağlı kabuklanmalar olabilir. İşlem sonrası burun içini besleyen ve nemlendiren yağlı damlalar kullanılır.Tuzlu suyla yıkama kabukları uzaklaştırmada fayda sağlar.

İşlem lokal anestezi ile yapılır.Kısa sürelidir.Kanama riski yoktur.İşlem sonrası tampon gerekmemektedir.İyi lokal anestezi ile ağrı duyulmaz.Kişi günlük aktivitelerine devam edebilir.

Postoperatif dönemde banyo yaparken sıcak su kullanılmamalıdır.Hamam yada saunadan uzak kalınmalıdır.Sigara içilmemeli sertçe sümkürmeden sakınılmalıdır.Radyofrekansın en önemli avantajı etkisini doku içinde göstermesi,doku yüzeyine zarar vermemesidir.Koku fonksiyonu asla bozulmaz.Hastada alçı,tampon gerektirmez.Yüzde morarma,şişlik ve şekil bozukluğuna sebep olmaz.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

İlgili Birimler


Sizi Arayalım

Ad Soyad

E-mail

Telefon

Konu

Mesaj

Randevu Oluştur

Merkezlerimizden kolayca randevu oluşturabilirsiniz.

YOUTUBE


Kadınlarda görülen en sık kanser; meme kanseri | Prof. Dr. Mehtap Tunacı

Meme kanseri kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi; meme kanallarından kaynaklanan duktal kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan lobüler kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de vardır. Risk Faktörleri Meme kanseri gelişiminde bilinen en önemli risk faktörleri şunlardır; Obez veya aşırı kilolu olmak Yeterli fiziksel aktivite yapmamak Alkol kullanımı İlk doğum yaşı 30’dan sonra olanlar veya hiç doğum yapmamış olanlar İlk adet yaşı: İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır. Menopoz yaşı: Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta (+55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır. Kadın cinsiyet, ileri yaş BRCA-1, BRCA-2 mutasyonları gibi bir takım genetik değişiklikler Meme kanseri öyküsünün bulunması Göğüse radyoterapi almış olmak Bazı iyi huylu meme hastalıkları (fibroadenom, papillomatosis, gibi) Ailede meme kanseri öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.

HABERLER

Tümünü Gör

SOSYAL MEDYA